aöf 1.sınıf ders notları GENEL İŞLETME

Kayıt
30 Kasım 2011
Mesajlar
148
Beğeniler
3
Şehir
ankara
#1
genel işletme ders notları pdf+word seklinde hazırlanmıştır.

http://hotfile.com/dl/131871548/d51fc7f/iletme.rar.html


(indirmek için araç çubuguna kopyalayın.)
 
Kayıt
30 Kasım 2011
Mesajlar
148
Beğeniler
3
Şehir
ankara
#2
bu da bir başka işletme notları arkadaşlar,indiremeyenler için

Işletme genel notlar
İŞLETME GENEL NOTLAR-1
İşletme Bilimi: İşletmelerin kuruluşu, Finansman, üretim araçlarının sağlanması, üretilen
mal ve hizmetlerin pazarlanması, örgütlenip, yönetilmeleri ve parasal olayların
İzlenmesi konulanın ele alıp inceleyen bilim dalıdır.
GEREKSİNME VE İSTEKLER
Ekonomik yaşamın ve ekonomik faaliyetlerin hareket noktasını insan gereksinimleri ve
istekleri oluşturur.
Bazı gereksinme ve istekler yaşamsal önemdedir. Beslenme, barınma vb. Temel
gereksinmelerin yanı sıra kişilerin mutluluğunu ve yaşama bağlılığını geliştiren pek çok
gereksinme vardır. İnsan gereksinme ve istekleri uygarlığın gelişimine k9şut olarak
gelişir.
Ülkenin ekonomik gelişme düzeyi, yeni teknoloji kullanımı, küreselleşme ve yeniliklerin
uygulanma derecesi, gereksinmelerin karşılanma biçimini etkileyen unsurlardır.
Talep
İnsanların gereksinimlerini gidermek yönünde davranışta bulunması talebi doğ1ırur.
Talep, satın alma gücü bulunan bireylerin ekonomik mal ve hizmetlere karşı gösterdikleri
istekleridir.
Bir mala olan talepten söz edebilmek için şu koşulların bir arada olması gerekir:
a) Mala karşı duyulan gereksinme ya da istek
b) Malın karşılığını ödeme isteği
c) Karşılığı ödeyebilecek gelir düzeyi
Mal ve Hizmet
Mal: İnsan gereksinimlerini ve isteklerini gidermeye yarayan somut araçlara mal denir.
Ekmek, peynir, kumaş, buzdolabı, torna tezgahı gibi.
Üretilmesi için çaba harcanıp harcanmaması açısından ele aldığımızda mallar ikiye ayrılır:
Ekonomik Olmayan Mallar (Serbest Mallar); Üretimi için hiçbir çaba ya da örgütlenme
gerektirmeyen ve doğada hazır bulunan mallardır.
Soluduğumuz hava, gün ışığı, yağmur suyu v.b.
Ekonomik Mallar; Üretimi için emek harcanan mallardır.
Ekonomik malları iki ayrı ölçüte göre sınıflandırırız: Gereksinimleri giderme özellikleri
yönünden ve malların dayanıklılığı ya da kullanım süreleri yönünden, Gereksinimleri
giderme özellikleri yönünden ekonomik malları, tüketim malları ve üretim malları olarak
ayırıyoruz.
Tüketim Malları: Son tüketicilerce kişisel ya da aile gereksinimlerini
karşılamak için istenirler. Ekmek, ayakkabı, çamaşır makinesi gibi.
Üretim Malları(Yatırım Malları): Başka bir malın üretilmesi için gerekli olan mallardır.
İşletme binası, işletme donanımı, makineler, ham maddeler, işlenmiş maddeler bu sınıfa
irer. Ekonomik malları, dayanıklılığı ya da kullanım süreleri yönünden,
dayanıksız mallar ve dayanıklı mallar olarak ayırıyoruz.
Dayanıksız Mallar Bir kez ya da kısa süreli kullanım sonucunda
tüketilip yok edilen mallardır.
Dayanıklı Mallar: Uzun süreli kullanımla y avaş yavaş yok edilen mal türleridir
Hizmet: İnsan gereksi nimlerini karşılayan, ancak somut olmayan çeşitli araçlara hizmet
adı verilir. Toptancı ve perakendeci ticaret işlet meleri, banka, banker, döviz büfesi,
sigorta işletmeleri temel hizmet alanlarında çalışmaktadırlar.
Tüketim ve Tüketici
Tüketim: İnsan gereksinimlerini ve isteklerini karşılamak amacıyla üretilen mal ve
hizmetlerin kullanımıdır. Gereksinme ve isteklerini karşılamak amacıyla, mal ya da
hizmetleri kullanan bireyler örgütler tüketicidir.
Tüketicileri de satın alma ve kullanma amaçları yönünden bölümlendirebiliriz.
Son Tüketici: Kişisel ya da aile gereksinimleri nedeniyle bir mal ya da hizmeti satın alan
birey ya da kuruluştur.
Endüstriyel Tüketici; Üretim, yeniden satma ya da işletme kurma amacı ile satın almada
bulunan bireyler ya da örgütlerdir.
Bireyin ekonomideki rolü iki yönlüdür. Tüketicilik ve üreticilik.
1. Öncelikle her birey tüketicidir ve herkes yaşamını sürdürebilmek için çeşitli düzeylerde
mal ve hizmet tüketmek zorundadır.
2. Bireyin ikinci yönü üreticiliktir. Kişilerin mal ve hizmet tüketmeleri için, satın alma
gücüne sahip olmaları gerekir.
Başarı Ölçütleri: Etkenlik ve İlgili Kavramlar
Etkenliği, teknik, ekonomik ve işletme biliminde olmak üzere başlıca üç anlamıyla ele
alıyoruz.
Teknik Etkenlik, (1) İşletme faaliyetlerinin belirlenen niceliksel standartlara ulaşabilme
derecesi, (2) belirli bir işi en ucuz yoldan yerine getirmek ya da belirli bir çıktıyı elden
gelen en düşük girdi ile sağlayabilmektedir.
Ekonomik Etkenlik, işletmelerin ellerinde bulunan kıt kaynakların
en iyi biçimde kullanımına yöneliktir.
İşletme Biliminde Etkenlik, belirli birgirdi ile en yüksek çıktının
elde edilmesi, belirli bir çıktı düzeyinin en düşıik girdiyle sağlanabilmesidir.
Etkenlik İle İlgili Kavramlar
Verimlilik (Prodüktivite)
Verimlilik, üretimden elde edilen çıktıların fiziksel niceliklerinin üretimde harcanan
girdilerin fiziksel niceliklerine oranıdır.
Verimlilik = Çıktı (Üretilen Mal veya Hizmetler) ! Girdi (İş gücü, Sermaye, Doğ. Kyn.)
Ekonomiklik (Rasyonellik) Üretimin satış tutarının, üretimin maliyet tutarına
oranlamasıdır.
Karlılık (Rantabilite)
Belirli bir zaman kesiti içinde, işletme faaliyetleri tutarına oranlanmasıdır.
İşletme, insan gereksinimlerinin karşılanması için mal ve veya hizmet üretiminin
gerçekleştirildiği hizmet birimidir. İşletmeleri kar amacı güden ve kar amacı gütmeyen
olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Her türden küçük veya büyük özel işletmeler kar amacı
güden işletmeye girerken bazı kamu sermayesiyle kurulmuş işletmeler (KİT’lerin bir
bölümü, belediyenin kurduğu bazı işletmeler) kar amacı gütmezler.
Girişim ve Girişimci
Girişim: Başkalarının gereksinimlerini karşılamak Üzere, pazarı olan ve pazarda fiyatı
oluşan ekonomik mal ve hizmetleri ortaya koymak ve sahibine kar sağlamak amacını
güden bir işletmedir. Girişim işletmeye göre daha geniş anlamlı olarak ele alınmaktadır.
Her girişim bir işletme olurken, her işletme bir girişim olarak nitelenemez. Bir birimin bir
işletme sayılabilmesi için, insan gereksinimlerini karşılayıp ekonomik mal ve hizmetleri
ortaya koymak amacıyla üretim araçlarının bir araya getirilip, sürekli didinmede
bulunması, üretilen mal ve hizmetlerin başkalarının gereksinimlerini karşılaması,
pazarının ve fiyatının bulunması gerekir. Girişimin temel amacı kar sağlamaktır.
Girişimci; Gereksinimleri karşılamak üzere iktisadi mal ve hizmet üretiminin
gerçekleştirilmesi için Üretim faktörlerini bir araya getiren kişidir.
Girişimcinin temel özellikleri;
(1) Üretim araçlarını sağlayıp üretime yöneltme,
(2) ortaya çıkabilecek riskleri üstlenme olarak ele alınır. Girişimci, düşünce, buluş ve
yenilik alanlarında hareket sağlayan, itici bir güç taşıyan ve uygulayan kişidir. Girişimci,
örgütünü yeni alanlara, yeni kuruluşlara, yeni fırsatlara yöneltir. Girişimcilerin işlevleri
şöyle sıralanabilir, . Yeni ürünler ortaya çıkarmak ya da bilinen ürünlerin niteliklerini
değiştirmek,
. Yeni üretim yöntemleri geliştirip, uygulamak,
. Endüstride yeni ve gelişmiş örgütlenmelere gitmek,
. Yeni pazarlara açılmak,
. Yeni girdi kaynakları bulmak,
. Yönetim ve çalışanlar arasındaki ilişkileri arttı_ak,
. İşletme ile kamu devleti arasındaki ilişkileri geliştirmek.
Yönetici
Yönetici, başkalarının gereksinimlerini karşılamak üzere mal ve hizmet üretimi için üretim
faktörlerinin bir araya getirilmesini yöneten kişidir. Profesyonel yönetici bu işi ücret
karşılığında yapar.
Yöneticinin girişimciden farkı kendi adına değil başkaları için yapması, kar etmemesidir.
Özel Girişim
Bireylerin, taşınır devlet müdahalesi olmak sızın kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda
davrandığı bir sistemdir.
Özel girişim sistemlerinde 4 temel unsur vardır:
Özel mülkiyet hakkı, Bireylerin taşınır ve taşınmaz değerleri satın alma, sahip olma,
kullanma ve satma hakkını belirler.
Seçme özgürlüğü, tüketici ve üreticilerin ekonomik kararlarındaki serbestliği ifade eder;
Kar elde etme, kaynaklarını riske. sokmak yatırıma girişenlerin, faaliyetler sonucunda
oluşacak kar üzerinde hakkı olduğu anlamını taşır.
Serbest rekabet, iki veya daha fazla sayıda işletmenin aynı kaynaklara veya müşteri
kitlesine yönelmesi durumunda ortaya çıkar.

İŞLETME GENEL NOTLAR-2
Amaçlar, işletmelerin ulaşmak istediği durumları ifade eder. Temel Amaçlar
İşletmelerde geleneksel olarak iki temel amaç ortaya çıkar. Kar elde etmek ve topluma
hizmet.
Kar Elde Etmek;
Kar, bir işletmenin belirli bir dönem sonunda elde ettiği katıksız (net) gelirlerin toplamıdır.
İşletmenin belli bir dönem sonunda elde ettiği toplam gelirler ile katlandığı toplam
giderler arasındaki olumlu farktır. İşletmeler için gelişme ve büyüme göstergesidir. Üst
yönetim için bir başarı değerlendirme ölçütü olan kar, çalışanlar içinde bir özendirme ve
teşvik aracıdır.
Topluma Hizmet, İşletmeler yaşadıklar bulunur. .
Özel Amaçlar
a) Uzun Dönemli Büyüme
b) Tüketicilere Nitelikli Mal Sunma
c) Çalışanlara Uygun ücret Verme
d) Toplumsal Sorumluluk: İşletmeler, karının bir bölümünü çeşitli toplumsal etkinliklere
aktarmak zorundadır. İşletmelerin kültürel çalışmalara öncülük etmesi, spor kuruluşları
oluşturması sağlık ve güvenlik çalışmalarına girişmesi, eğitim-öğretim alanında etkinlik
göstermesi toplumsal yönden olumlu bir izlenim ve katkı yaratma çabalarıdır.
Günümüzde, doğal çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin en az düzeyde tutulması,
toplumun ve işletmelerin büyük önem verdiği konudur.
İşletmelerin İşlevleri
İşletmelerde uygulanan işlevlere ilişkin ilk bilimsel yaklaşım, Yönetsel kuramın öncüsü
Henry Fayol'un görüşlerini içerir. Fayol'un işletmelerde geçerli işlevleri: ..
• Yönetim Faaliyetleri
• Teknik ya da üretim faaliyetleri,
• Ticari faaliyetler (Satın alma, satış, pazarlama)
• Finansal işlemler (Gerekli fonların sağlanması ve yönetim)
• Muhasebe işlemleri (Envanter, gelir-gider hesapları)
• Güvenlik faaliyetleri olarak sıralanmıştır.
İşletmelerin işlevleri ile ilgili bir başka sıralamada şöyledir.
. Genel işlevler - Yönetim
. Türsel işlevler
. Temel işlevler - Üretim, Pazarlama
. Kolaylaştırıcı işlevler - Finansman, Personel
. Destekleyici işlevler - Muhasebe, Ar-Ge, Halkla ilişkiler, Ulaştırma,
Depolama
İşlevlerin hangilerinin uygulanacağı veya hangileri için ayrı bölümler açılacağı; üst
yönetim yaklaşımı, üretim konusu, sektör özellikleri, işletmenin içinde bulunduğu özel
koşullar, büyüklük gibi unsurların etkisi altında kararlaştırılır.
Üst yönetim yaklaşımı ve tercihleri, işlevlerin sayısı, öncelik sırası ve kapsamının
belirlenmesinde temel bir etkendir. Bir mal üreten işletmede temel işlev üretimdir. Kalite
kontrol, ar-ge ve değer destekleyici işlevlerde bulunur. Bir ticaret ya da pazarlama
işletmesinde ise temel işlev, başka işletmelerce üretilmiş ürünlerin alınıp bu ürünlere
gereksinme duyanlara ulaştırılması yani pazarlanmasıdır. Halkla ilişkiler, reklam,
planlama, bunlara yardımcı işlevler de mevcuttur.
Üretilen Mal Ve Hizmet Çeşidi Yönünden
Endüstri işletmeleri, kullanılan girdileri fiziksel ya da kimyasal yönden eğişikliğe uğratarak
yeni bir mala dönüştüren işletmelerdir.
Ticaret İşmeleri, malların toptancılığını, yarı toptancılığını ve
perakendeci_iğini yapan işletmelerdir.
Hizmet İşletmeleri, hizmet üreten ve pazarlayan her boyuttaki işletmelerdir.
Üretim Araçlarının Mülkiyetine Göre İşletmeler
Özel Kesim İşletmeleri, üretim araçlarının mülkiyeti özel kişilerin
elinde bulunan işletmelerdir.
Kamu Kesimi İşletmeleri, Sermayesinin tümü yada çoğunluğu devlete ya da kamu tüzel
Yabancı Sermayeli İşletmeler, üretim araçlarının mülkiyeti başka ülke girişimcilerinin olan
işletmelerdir.
İŞLETME GENEL NOTLAR-3
İşletme Kavramı
İşletme Bilimi, işletmeleri ilgilendiren iç ve dış olayların açıklanması, çözümlenmesi ve
sistemleştirilmesinin yanında, işletmelerin toplum içindeki yerini belirleme işlevini görür.
Ekonomik yaşamın ve ekonomik faaliyetlerin çıkış noktası insan gereksinme ve
istekleridir. İşletmelerin temel işlevi değişik boyutlardaki insan gereksinme ve isteklerinin
giderilmesidir. Gereksinmelerin değişimine ve gelişimine bağlı olarak işletmelerin ortaya
koyduğu ürünler de yenilenir. İnsan gereksinmelerini giderme özelliğine sahip mal ve
hizmetlere ekonomik mal ve hizmetler denir. Mal ve hizmetlerin üretimi için, emek, doğa,
sermaye, teknoloji ve girişimci olarak sıraladığımız üretim faktörleri bir araya getirilir.
İnsan gereksinme ve isteklerini gidermeye yarayan araba, kalem, televizyon gibi somut
araçlara mal denir. Mallar değişik ölçülere göre sınıflandırılır. İnsan gereksinmelerini
karşılamakla birlikte, somut olmayan araçlara hizmetler diyoruz. Oteller, bankalar ya da hastaneler hizmet üreten işletmelerdir. Mal ve hizmetlerin kullanımı ile tüketim ortaya
çıkar.
Mal ya da hizmetleri bireysel gereksinmeleri için alanlara son tüketici, üretim, alıp satma
ya da işletme kurmak amacıyla satın alanlara endüstriyel tüketici diyoruz. Satın alma
gücü bulunan bireylerin ekonomik mal ve hizmetlere karşı gösterdiği satın alma işlevi
talep olarak niteleriz. İşletme kavramının yaygın olarak kullanılan tanımı işletmeyi mal
ve/veya hizmet üretimi için üretim faktörlerinin bir araya getirildiği ekonomik birim olarak
açıklar. Özel girişim, bireylerin devlet müdahalesi olmaksızın; kendi ekonomik çıkarları
doğrultusunda davrandığı sistemdir. Temel unsurları, özel mülkiyet hakkı, seçme,
özgürlüğü, kâr elde etme hakkı ve serbest rekabettir. Aşağıda kendimizi sınayalım
bölümündeki soruları yardım almadan yanıtlamaya çalışınız. Bu sorulara yanıt
verebiliyorsanız, bir sonraki Üniteye geçebilirsiniz. Ancak soruları yanıtlamakta
zorlanıyorsanız, geriye dönerek bu bölümleri tekrar okuyun.
İşletmelerin Özellikleri
İşletmelerin amaçları, bir işletmenin ulaşmak istediklerini ifade eder.Amaçlar; ne, neden.
ne zaman, nasıl,hangi kapsamda, nerede yapılacak sorularına verilecek yanıtları
şekillendirir. İşletmelerin başarılı olmasında ve sağlıklı kararlar alınmasında temel koşul,
ne yapılacağının bilinmesidir. İşletmelerin genel amaçları, kâr elde etmek, topluma
hizmet etmek, işletmenin varlığını sürekli kılmaktadır. İşletmelerin özel amaçları, sosyal
sorumluluk, çevrecilik,kaliteli ve nitelikli bir çalışma ortamı, çalışanlara daha iyi ücret,
çevre koşullarına uyum,uluslar arası ilişkiler vb.olarak sıralanabilir. İşletmelerin işlevlerini
genel veya özel amaçları şekillendirir.
Bu işlevler işletmenin belirli bölümlerinde gerçekleştirilir. Yönetim, üretim, pazarlama,
finansman, personel, muhasebe, ar-ge, halkla ilişkiler, ulaştırma, depolama bunlardan
başlıcalarıdır. Günümüzdeki gelişmeler, işletmecilik işlevleri ve uygulamalarında yenilikleri
zorunlu kılmıştır. Klasik işlevlerin yanı sıra, çağdaş, global ve rekabetçi anlayışın
gerektirdiği işlevler de büyük önem kazanmıştır. İnsan kaynakları, planlama, reklam ve
promosyon, eğitim, kalite kontrol, uluslararası ilişkiler çağdaş işletmelerde sürdürülen
işlevlerden bazılarıdır. İşletmelerde, yukarıda sözü edilen işlevlerden hangilerinin
uygulanacağı ya da hangileri için ayrı bölümler açılacağı; üst yönetimin yaklaşımı, üretim
konusu, sektör özellikleri, işletmenin içinde bulunduğu özel koşullar, büyüklük gibi
unsurların etkisi altında kararlaştırılır. İşletmelerin çevresini oluşturan çıkar grupları ile
ilişkisi, onların beklentilerini karşılama ve faaliyetleri yoluyla onları etkileme biçiminde
ortaya çıkar. Her işletme, çevresindeki kişi veya kurumlara karşı sorumludur. Bu
sorumluluğun gereği olarak bu kişi veya kurumların çeşitli beklentileri ve gereksinmelerini karşılamak zorundadır.İşletmelerin çevre ilişkileri ve sorumlulukları iç ve dış çevre olarak
ayrılmıştır. İç çevre unsurları, işletmeyi doğrudan etkileyen ve karşılığında işletme
faaliyetlerinden doğrudan etkilenen unsurlardır. İşletmelerin iç çevresinde yer alan temel
unsurlar; sermaye sahipleri, yöneticiler ve yönetilenler yani çalışanlar ve onlardan
kaynaklanan yönetim biçimi ya da örgüt kültürüdür. İşletmelerin dış çevresinde; devlet
ve yasalar, tüketiciler, toplum yapısı ve kültürü, rakipler, tedarikçi işletmeler, diğer
işletmeler ve tüm bu unsurların bir arada oluşturduğu piyasa koşulları yer alır.
İşletmeler birbirinden farklı yapı ve özelliklere sahiptir. İşletmelerin gruplandırılmasında
geçerli olan ölçütler; mal ve hizmet türü, üretim araçlarının mülkiyeti, hukuki yapıları,
ulusal kökeni, işletmeler arası anlaşmalar ve diğerleridir.
İşletmelerin Kuruluşu
İşletmelerin kuruluşunda alınacak kararlar, yatırımın kârlılığında önemli rol oynar.
İşletmelerin kuruluşunda ilk olarak yatırım düşüncesi oluşur. Yatırımın yapılabilirliğini
belirlemek üzere ekonomik, teknik, finansal, yasal ve örgütsel fizibilite çalışmaları yapılır.
Bu çalışmalara dayalı olarak bir ön proje oluşturulur.
Ön proje, yatırıma ilişkin bütün bilgilerin ayrıntılarını kapsar ve yatırım kararı için temel
bir göstergedir. Proje onaylandıktan sonra kesin projeye dönüştürülür ve sonraki aşamada yatırım gerçekleştirilir. Kesin üretim aşamasına geçilerek, yatırım süreci
tamamlanır. İşletmelerin kuruluş yeri seçimi, üzerinde titizlikle durulması gereken bir
diğer konudur. Kuruluş yeri seçiminde dikkate alınan etkenler; hammadde, ulaştırma,
pazara yakınlık, işgücü, enerji ve yakıt, su, iklim koşulları, atıkların giderilmesi,
özendirme önlemleri ve diğer etkenlerdir.
İşletmelerin Büyümesi
İşletmelerde bazı temel amaçlar vardır. Devamlılığı sağlama, kâr ve büyümedir.
işletmeler çeşitli nedenlerle büyümeye zorlanırlar. Bazı işletmelerin büyümenin
sağlayacağı yararlara karşın, getireceği sıkıntılar ve olumsuzluklar yüzünden büyümeye
karşı isteksiz oldukları görülmektedir. Büyüme yaşayan her canlı varlık için doğal bir
gelişmedir. işletmeler de canlı bir organizmaya benzediğine göre, kurulması ve büyüme
sürecine girmesi doğaldır. işletmeler çeşitli nedenlerle büyümeye zorlanır. Büyüme bir
işletmenin varlığı için son derece önemlidir.
Büyüme olmayan bir işletmede yaratıcı faaliyete yer verilemeyeceği için güçlü bir yönetim
de olamaz. işletmelerde büyüme her yöneticinin temel düşüncesi olmakta ve her fırsatta
büyüme olgusunu sağlamak için yollar aramasına neden olmaktadır. Büyümenin çevre ,
finansman , üretim ve pazarlama açısından incelenmesi söz konusudur. İşletmeler
başlangıçta küçük bir işletme olarak kurulurlar. Çoğunlukla bir tek işletme olarak faaliyete
başlanır ve bu işletmeler için işletme seviyesi ile şirket seviyesi aynı anlama gelir.
Büyüme biçimlerinden birini seçmek için ele alınacak konulardan bazıları arasında
işletmelerin mevcut durumu, işletmenin faaliyet gösterdiği endüstri alanı, üretilen mallara
karşı olan talebin trendi, ekip işletmelerin büyüme modelleri ve ekonominin gidişi
sayılabilir. İşletmelerde görülen en önemli büyüme çeşidi iç büyümedir. işletmenin kendi
kaynaklarıyla büyümesi iç büyümedir. Dış büyüme, işletmenin iç kaynakları yeterli
olmadığı durumda başvurduğu bir yoldur. Bazen işletmeler birleşme yoluyla büyürler.
Tröstler, işletmelerin birleşmesinde en çok görülen örneklerinden biridir. Tröstte amaç, birleşerek pazarın daha geniş bir bölümüne sahip olmaktır. Tröstte birliğe giren işletmeler
hukuki ve ekonomik bağımsızlıklarını kaybederler.
Konsernler tipik bir tekelleşme örneğidir. Konsernde amaç maliyet düşürmedir. Karteller
tröstlerden çok farklıdır. Birleşerek tüketicilerin aleyhine çalışan ve kâr arttırmak için
faaliyet gösteren birleşme yoludur. Bu özelliği nedeniyle, çok liberal ülkelerde bile
yasaklanmaktadır. Kartelin çeşitleri arasında en başta fiyat kartelleri gelir. Burada amaç
belli bir fiyatla malların kartele bağlı işletmeler tarafından satılmasıdır. Diğer kartel
çeşitleri arasında bölge karteli, miktar karteli sayılabilir. Holdinglerde tamamen
bağımsızlık kaybedilmez. Bu birleşmede amaç oy çokluğu sağlayarak bazı işletmelerin
yönetimini ele geçirmektir. Farklı bir büyüme biçimi ise satın alma yoluyla büyümedir.
işletmelerin pazarını genişletmek veya yeni pazarlar kazanmak amacıyla, tesisleri ve
kaynakları uygun olan fakat başarılı bir şekilde çalıştırılamayan işletmelerin satın
alınmasını ifade eder. işletmelerde küçülme 1980’li yıllardan sonra gündeme gelmiştir.
Küçülme ile ilgili olarak, yanlış düşünceler, küçülmenin iyi anlaşılmasını engellemektedir.
Özellikle ülkemizde küçülme, işletmenin olumsuz koşullara itildiğini veya işletmenin iş asa
doğru gittiğini anımsatıyordu.
Bu kanı, büyüme ile ilgili varsayımlardan geliyordu. Küçülme için karar verme riskli bir
iştir. Küçülme birçok sorunu da beraberinde getirir. Küçülme ile işletmeler bazı
beklentilerin içine girerler. Bunlar giderlerin azalması, bürokrasinin azalması, hızlı karar
alma, iletişimde açıklık, girişimciliğin gelişimi ve verimlilikte artıştır.
İş Ahlâkı ve Toplumsal Sorumluluk (Etik-Törel Kurallar)
Etik, insanlar için neyin doğru ve iyi olduğunun ortaya konmasıdır. Geniş anlamda etik,
herhangi bir eylemin kabul edilebilir biçimde gerçekleştirilmesini sağlayan temel kurallar
ya da değişkenlerdir.Etik ve yasalar her zaman için örtüşmez. Kimi konularda etik ve
yasalar arasında tam bir uyum vardır. Kimi konularda ise etik ve yasalar arasında
farklılıklar ortaya çıkar. İşletme kararları, kimi zaman etik olmayan ama yasal bir yapıya;
kimi zaman etik ama yasadışı bir yapıya; kimi zamanda hem etik olmayan hem de yasal
olmayan bir yapı ya dönüşebilmektedir. İşletmelerde etik açısından sorgulanacak
davranışları; denetim dışı, görevde hatalı davranma, görevi kötüye kullanma, görevi
bilinçli olarak sürekli kötüye kullanma olarak sıralayabiliriz.
Bu davranışların her biri, işletme için olumlu veya olumsuz sonuçlara yol açar. Toplumsal
sorumluluk, toplumla işletmeler arasındaki bir toplumsal anlaşmadır. Buna karşılık etik
bireysel karar almayı ilgilendiren ahlâk kurallarıyla ilgilidir. İşletme etiği, bireysel
kararların ahlâki kurallar ve ilkeler üzerindeki etkisiyle ilgiliyken; toplumsal sorumluluk,
örgütsel kararları ve bu kararların toplum üzerindeki etkileriyle bağlantılıdır. İşletmelerde
etik çatışmaların nedenlerinin başında, bireysel değer yargıları ile çalışılan işin ve
yaşanılan toplumun değer yargıları arasındaki çatışma gelir. Ayrıca, işin özellikleri ile
örgüt kültürü arasındaki çelişki etik sorunlar yaratabilir. İşletmelerde temel etik sorunları;
çıkar çatışmaları, içtenlik ve doğruluk, iletişim örgütsel ilişkiler konularında ortaya çıkar.
Kişiler kendi kişisel çıkarlarını, örgütlerin önünde tuttuğunda çıkar çatışması ve etik
sorunlar doğar.
İşletmelerin yönetimde doğruluk ve konusunda sapma olduğunda etik sorunlar doğar.
İletişim eksikliğinden ya da zamanında bilgilendirilmemekten dolayı etik sorunlar
yaşanabilir.Örgüt üyelerinin tüketicilere,girdi sağlayanlara,astlara, üstlere ve çeşitli
kişileri karşı davranışlarından dolayı etik sorunlar yaşanabilir. Etik davranışların
denetlenmesinde çeşitle teknikler geliştirilebilir. Bu amaçla stratejiler geliştirilmesinde
izlenecek aşamalar; örgütleme, eş güdümleme, güdüleme ve iletişim olarak sıralanabilir.
Yönetim Kavramı
Yönetim ve yönetici kavramları başkalarına iş gördürme, başkaları aracılı¤ı ile işi başarma
ve amaçlara ulaşmanın söz konusu oldu¤u her durumda kullanılmaktadır. Ailesel yönetim,
siyasal yönetim ve profesyonel olarak özetlediğimiz üç yönetim türü birbirinden kesin
sınırlarla ayrılmış de¤ildir. Bunların üçü de bir arada bulunabilir; ama önemli olan
ekonomik gelişmeye paralel olarak bu türlerin etkinlik ve yaygınlık derecelerinin
değişmesidir. Başkaları vasıtasıyla iş görme tanımına yani yönetime daha yakından
bakarsak, bunun teknik, beşeri ve kavramsal olmak üzere üç boyutu olan bir faaliyetler
topluluğu olduğunu görürüz.
Yöneticilerin sahip olması gereken teknik yetenek; yöneticinin doğrudan yönetmekle
sorumlu olduğu alan hakkında gerekli bilgiye sahip olmasını ifade eder. Beşeri ilişkiler
yeteneği; insanlarla işbirliği yaparak onları çalışmaya yönlendirme yeteneğidir. Kavramsal
yetenek; işletmenin bütününe yönelik, politika ve stratejiler geliştirmeyi ifade eder.
Yönetimin incelenmesi ise geçen yüzyılda başlamıştır. Yönetim olayına farklı yaklaşımlar
klasik, neo-klasik ve modern olarak gruplanabilir. Klasik yöntemin teorisini Bilimsel
Yönetim, Yönetim Süreci Yaklaşımı ve Bürokrasi olmak üzere ayrı akımlar halinde
inceliyoruz.
Bilimsel yönetimde, üretim süreçlerinin plânlanması ve kontrolü; yönetsel teoride,
hiyerarşik yapılanma ve bürokrasi modelinde bürokratik iç etkinliğe ilişkin kurallar
önerilmektedir. Neo klasik teori, ağırlıklı olarak insan unsuru üzerinde durur. Modern
teorinin temel yaklaşımı ise, olayları sistem bakış açısı ile ve çevre etkileşimi ile birlikte
değerlendirmesidir.
Yönetim İşlevleri
Yönetim bir süreç olarak ele alınır. Bu süreç, bir yöneticinin belirli fonksiyonlarını
açıklamak suretiyle konunun anlaşılmasını kolaylaştırır. Bu ünitede ele alınan dört işlevler
daha sonra kullanılan kavramlara bir temel oluşturmaktadır. Diğer bir deyişle, bu işlevler
yönetimle ilgili kavramlara bir giriş olarak ele alınmaktadır. Yönetim işlevlerinin ayrı ayrı
incelenmesi sadece analitik bir amaç taşımaktadır. Bu bölümleme işlevlerin birbirinden
bağımsız oldukları anlamına gelmemelidir.Plânlama işlevi; amaçların ve politikaların
oluşturulması ve açıklanması, programların saptanması, faaliyetler için yöntemlerin
geliştirilmesi gibi ana başlıkları içerir. Örgütleme, işletmenin amaçlarını gerçekleştirmek
için gerekli faaliyetleri düzenlenmiş bir yapı içinde bütünleştirme; bu yapıyı nitelikli,
yeterli iş görenlerle kadrolaştırma; ve bu iş görenlerin işlevlerini yerine getirmeleri için
gerekli fiziksel ortamı sağlama sürecidir. Yöneltme, amaçlara ulaşmak için gerekli olan
ayrıntılı faaliyetler konusunda, bireylere yol göstermeyi içerir. Denetim süreci, uygun olup
olmadığını belirleme sürecidir. Amaçlara uygun olmayan sonuçlar için düzeltici önlemlere
başvurulur.
İnsan Kaynakları Yönetimi
İnsan kaynakları yönetiminin ana konusu, üretim faktörlerinden biri olan emek, bir başka
deyişle insandır. İnsan üretimin hem amacı hem de aracıdır. İnsan kaynakları terimi, bir
işletmede en üst konumda bulunan yöneticiden en alt konumdaki vasıfsız işçiye kadar
tüm çalışanları kapsar. Bu kapsama işletme dışında olan ve ilerde o işletmede
çalışabilecek potansiyel işgücünü de dahil etmek mümkündür. İKY’yi işletmenin, insan
kaynağının işletmeye ve bireyin kendisine yararlı olacak şekilde, yasal çerçeve içinde,
etkin yönetilmesini sağlayan işlev ve çalışmaların tümü olarak tanımlayabiliriz. İKY, özde
iki amacı gerçekleştirmeye çalışır. Bunlar:
• Çalışanların bilgi ve becerilerini en iyi biçimde kullanmalarını sağlayarak, onların
işletmeye olan katkılarını en üst düzeye çıkarmak. Yani, çalışandan maksimum verim
almak,
• İş yaşamının kalitesini yükselterek çalışanların sağlıklı ve güvenli bir ortamda, yaptıkları
işten zevk almalarını sağlamak. İKY terimi, son 10 yılda kabul görmüş bir terimdir.
Başlangıç noktası personel yönetimidir. Personel yönetimi anlayışından İKY anlayışına
geçişteki etkenler şöyle özetlenebilir: Ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden
gelişmeleri, yetişkin insan gücünün artması, davranış bilimlerinde gözlenen gelişme,
sendikacılığın gelişimi, çalışma koşullarını düzenleyen yasaların yürürlüğe girmesi, iş
görenlerin eğitim ve kültür düzeylerinin yükselmesi, refah seviyelerinin artması, istek ve
beklentilerin değişmesi, iletişim ve bilişim teknolojilerinin gelişimi. İKY, iş görenin
verimliliğini artırmak ve çalışma yaşamının kalitesini yükseltmek çabası içindeyken iç ve
dış çevrenin etkisi ve baskısı altında kalır. İç çevre faktörleri, işletmenin yapısından
kaynaklanan, kontrol edilebilir faktörlerdir. Bunlar, bireysel nitelikler, iş
nitelikleri,bireylerarası ilişkiler ve örgütsel özelliklerdir. Dış çevre faktörleri, işletmenin
faaliyet gösterdiği çevreden kaynaklanan, kontrol edilemeyen faktörlerdir. Bunlar, dış
kaynaklar, rakipler
ve yasalardır. İşletmelerde kurulacak olan insan kaynakları bölümlerinin amacı, İKY
işlevlerini yürütmek ve diğer bölümlere bu konuda yardımcı olmaktır. İnsan kaynakları
bölümü ve yöneticisinin günümüzde üstlenmesi gereken görevleri şöyle sıralayabiliriz.
• İşletmenin hedeflerine uygun insan kaynakları politikalarının saptanması için gerekli araştırmaları yapmak, bilgi ve önerileri üst yönetime sunmak,
• Belirlenen politikalara uygun program ve çalışmaları düzenlemek ve yürütmek,
•Bu program ve çalışmaları denetlemek ve değerlendirmek,
• İnsan kaynakları ile ilgili yenilikleri izlemek ve gerektiğinde uygulamak,
• İnsan kaynakları ile ilgili rutin işleri yürüterek diğer yöneticilerin işlerini hafif etmek
İnsan Kaynakları Yönetimi İşlevleri
İKY’nin iki temel amacı, çalışanlardan maksimum verim almak ve iş yaşamının kalitesini
arttırarak çalışanların yaptıkları işten zevk almalarını sağlamaktır. Bu iki temel amacı
gerçekleştirme yolunda İKY birtakım işlevleri yerine getirir. Çağdaş bir işletmede İKY
Bölümünün üstlenmesi gereken bu işlevler:
Plânlama Kadrolama Değerleme ve ödüllendirme Yetiştirme ve geliştirme Endüstri
ilişkileri Koruma ve geliştirme olarak sıralana bilir. İşletmenin bugün ve gelecekteki
işgücü ihtiyacını sayı ve nitelik olarak belirlemeye çalışan kişi, bu işlevi yerine getirirken
bazı araçlardan yararlanmak zorundadır. Bu araçlar; işgücü envanterleri ve personel
dönüşüm oranıdır. İşgücü envanteri; İşletmenin personel arzını nitelik olarak irdeleyen bir
çalışmadır, mevcut personeli birtakım kriterlere göre irdeleyerek insan kaynağının profilini
ortaya çıkarır.
Plânlamacı, bu bilgilere bakarak gelecekteki insan gücü gereksinimini nitelik açısından
ortaya koymaya çalışır. Personel dönüşüm oranı; belli bir dönemde çeşitli nedenlerle
(ölüm, iş kazası, emeklilik, işten ayrılma vb.) işletmeden ayrılan personelin sayısını yüzde
olarak gösterir. Genellikle bir yıllık dönemler için hesaplanır. Oran şöyle formüle edilir:
İKY işlevlerinden biri olan iş analizlerinin en önemli özelliği, diğer İKY işlevlerinin yerine
getirilmesinde önemli bir bilgi kaynağı oluşturmasıdır. İş analizleri; işletmede yapılan
birbirinden farklı işlere yönelik bilgilerin tek tek toplanması, değerlenmesi ve
yorumlanmasıdır. İş analizleriyle toplanan bu bilgiler daha sonra iş tanımları ve iş
gerekleri haline getirilerek karar vericilerin kullanımına sunulur. İş analizleri işi yapan
kişiyi değil, işi analiz eder.
Analiz bilgilerinden; İnsan kaynakları plânlamasında, İşi alınacak personelde aranması
gereken niteliklerin belirlenmesinde, İşe yerleştirme, yükseltme ve atamalarda, Eğitime
alınacak personelin belirlenmesinde, Personel değerleme ölçütlerinin saptanmasında, Adil
bir ücret sisteminin oluşturulmasında yararlanılır. İşe alma işlevi işletmeler açısından
büyük önem taşır. İşletmeler, yaşamlarını sürekli kılmak ve rekabette üstün duruma
geçmek istiyorlarsa doğru işlerde doğru kişileri çalıştırmak zorundadırlar. Bu cümlenin
anlamı şöyle formüle edilebilir:
İşin gerekleri = Personelin nitelikleri
Bu eşitliğin en az hata payı ile sağlanamaması, yanlış kişilerin işe alındığı anlamına gelir.
Personel seçiminin başarı göstergesi, yeni alınan personelin en kısa sürede beklenen
performans düzeyine gelmesidir. İşe alma iki aşamalı bir işlevdir. Bu aşamalar iş gören
bulma ve seçmedir. İşletmelerde iki farklı eğitimden söz edilebilir. Birincisi, işletmeye
yeni alınan personelin işe ve işletmeye alıştırılmasına yönelik çalışmalardır. Bu çalışmalar
işe alıştırma (oryantasyon) kapsamında ele alınır.
Diğeri ise eski personelin daha üretken olmasını hedefleyen eğitim faaliyetleridir.
Performans değerleme başka bir adla personel değerleme, personelin işinde gösterdiği
başarı derecesinin, yaptığı işin gereklerine göre saptanmasıdır. Performans değerleme
başarılı ve başarısız personeli biri birinden ayırmak amacıyla yapılır
Pazarlama İlkeleri
Günümüz iş hayatında pazarlama; kendine özgü prensipleri ve diğer bilimlerle de ilişkisi
olan bir disiplin olarak bilinir.Gerçekte pazarlama işletmecilik konusudur ve işletmenin
diğer faaliyet alanlarıyla doğrudan ilgilidir. Aynı zamanda tüketici davranışlarıyla yakından
ilgilenir. Pazarlama rekabetçi bir ortamda müşteri istek ve ihtiyaçlarını karşılayan mal ve
hizmetlerin sağlanmasında yapılması gereken faaliyetlerin yerine getirilmesiyle ilgili bir
işletme felsefesidir. Pazarlamanın bir işletmecilik disiplini olarak yer alması yenidir. Başta
işletmeler olmak üzere insanlar pazarlama uygulamaları içinde yer alırlar. İşletmelerde
pazarlama yönetimine olan ihtiyacı kavrayabilmek için pazarlamanın gelişimini,
toplumdaki rolünü, son yıllarda pazarlama düşüncesinde meydana gelen gelişmeleri,
pazarlamayı ilgilendiren faaliyetleri ve bunların pazarlama yönetiminde nasıl uygulandığını
bilmekte yarar vardır.
Bu ünitede, pazarlamanın belirli faaliyetleri kapsayan bir süreç olduğuna ve bugünkü
konumuna gelinceye kadar hangi değişiklikleri geçirdiğine değinildi. Pazarlama faaliyetleri
birçok değişkenin etkisi altında yürütülür. Bu değişkenlerden işletme yönetiminin
denetimi altında bulunanlara "pazarlama karması-4P", yönetimin denetleyemediği
değişkenler ise "pazarlamanın çevre koşulları" olarak adlandırılır. Pazarlama karması
değişkenleri ile çevre faktörlerinin bir arada düşünülmesi işletmeyi pazarlama sistemi
olarak ele almamızı gerektirir. İşletmeler faaliyette bulunacakları pazarlar hakkında
bilgiye ihtiyaç duyarlar.
Bu tür bilgileri elde etmek için pazarlama bilgi sisteminden ve pazarlama araştırmasından
yararlanırlar. Tüketicilerin satın alma davranışları, bireylerin bir ürünü satın almalarında
ve kullanmaları sırasında düşündükleri üzerinde durur. Pazarlama faaliyetlerinin başarısı,
tüketicilerin satın alma davranışlarının anlaşılmasına ve analiz edilmesine bağlıdır.
Ürün ve Fiyatlama
Ürün dokunulur ve dokunulmaz niteliklerin oluşturduğu bir bütündür. En genel anlamda
belirlenen ihtiyaçları karşılayan işletme sunumları olarak tanımlanabilir. Ürün kavramını
üç boyutta ele alabiliriz: Çekirdek ürün, tüketicinin bir ürünü satın alırken neyi satın
aldığını ifade eder. Somut ürün, çekirdek ürünü tamamlayan şekil, marka ve ambalaj gibi
niteliklerden oluşur. Zenginleştirilmiş ürün, mamulle birlikte sunulan veya işletmenin
pazarlama sistemini sağladığı ek yarar ve hizmetler bütünüdür. Ürünleri değişik ölçülere
göre gruplandırırız. Bunların başlıcaları dayanıklılık durumlarına göre ve hedef alınan
kitleye göre yapılan gruplandırmalardır. Dayanıklılık durumuna göre mallar; dayanıksız,
dayanıklı mallar hizmetler olarak ele alıyoruz. Hedef alınan kitle ya da Pazar bölümüne
göre; tüketim malları ve endüstriyel mallar olarak gruplandırma yapılır. Birden fazla ürün
üreten işletemeler de bir ürün karması mevcuttur. Ürün karması, üretici işletme
tarafından satışa sunulan ürün dizilerinden oluşur.
Ürün karmasını oluşturan ürün dizisi ise, ürün karması oluşturan çeşitlerin ve işlevlerin
aynı olması, aynı tüketici grubuna aynı tür aracı işletmelerce satılması ya da belirli bir
fiyat ölçüsünde olması nedeniyle yakın ilişkisi olan bir grup maldır. Yeni mallar dört
biçimde ortaya çıkar: Bir benzeri olmayan, gerçek anlamda mallar; pazar için yeni mallar;
işletme için yeni mallar ve pazarda olan bir malın yerini alan mallar. Ürün yaşam eğrisi,
ürün satış tarihçesini grafik olarak gösterir. Ürün yaşam eğrisi; giriş, gelişme, olgunluk ve
gerileme olmak üzere dört aşamadan oluşur. Giriş aşaması,ürünün pazarda ilk kez yer
aldığı, satışların çok az ve kârlılığın negatif olduğu aşamadır. Gelişme dönemi, satışların
hızla arttığı, kârlılığın en üst düzeye ulaşarak ardından gerilemeye başladığı dönemdir.
Olgunluk döneminde, satışlar azalma eğilimi gösterir ve pazarda rakiplerin sayısı artar.
Ürün yaşam eğrisinin son aşamasında ise, satışlar ve kârlılık artan hızla azalmaya devam
eder. Markalama ve ambalajlama ürüne ilişkin özelliklerdir. Marka, bir ürünü
diğerlerinden ayırmak için kullanılan bir isim, sözcük, tasarım, sembol ya da bunların
bileşimidir. Ambalajlama, üretilen malların pazarlanmasında önemli yeri olan ekonomik
faaliyetlerdendir. Ambalajlamanın; motivasyon, kolaylık ve koruma olmak üzere üç temel
işlevi vardır.
Ürünlerin fiyatlandırılmasında, işletme içi ve işletme dışı faktörler etkilidir. İşletmelerin
uyguladığı başlıca fiyatlama yaklaşımları; maliyeti temel olan fiyatlama, pazarı temel alan
fiyatlama ve rekabeti temel alan fiyatlamadır. Yeni ürünlerin fiyatlamasında uygulanan
başlıca yöntemler ise, pazarın kaynağını alma ve pazara nüfuz etme yöntemleridir.
Pazarlama Kanalları ve Tutundurma
Ürünlerin üretilmesinden ve fiyatlandırılmasından sonra sıra dağıtımına gelir. Ürünün özellikleri ne kadar iyi olursa olsun, tüketiciye uygun yerde ve zamanda ulaştırılamayan
ürün bu özelliklerini yitirecektir. Dağıtım bu anlamda zaman ve yer faydası yaratarak bu
olumsuzluğu ortadan kaldırır. Dağıtım kanalları gazın ve suyun aktığı boru yollarına
benzetilebilir. Ürün ve hizmetlerin üreticiden aracıya doğru iletilmesini olanaklı hale
getirir. Dağıtım kanalları, ticari ilişkilerin, ürünlerin zilyetlik ve mülkiyetinin üreticiden
nihai tüketiciye geçişinin olanaklı kılınmasında sistemin etkili birimlerinden oluşur.
Üretimin ve tüketimin sınırlı olduğu, insan ihtiyaçlarının basit ürünlerle ve tekdüze
karşılandığı dönemlerde alıcılar, ürün bilgilerini kolaylıkla elde edebiliyor, alıcı ile işletme
arasında bir iletişim sorunu yaşanmıyordu.
Ancak ekonomik yaşamdaki gelişmelere bağlı olarak pazarın büyümesi, ihtiyaçların daha
fazlalaşması ve bu ihtiyaçları karşılayacak ürün çeşitlerinin artmasıyla birlikte işletmeler
ile alıcılar arasında bir iletişim sorunu ortaya çıktı. Bu iletişim sorunu ise işletmeler
tarafından yerine getirilen tutundurma faaliyetleriyle giderilmektedir. Tutundurma,
tüketicilerin satın alma kararlarını etkilemek amacı ile onları bilgilendirmeyi ve ikna
etmeyi amaçlayan eylemlerdir. Tutundurma faaliyetlerini yerine getirmekle, işletme,
doğru malın doğru biçimde fiyatlanarak doğru yerlerde satışa sunulduğunu, alıcılara
bildirir.
Üretim Sistemleri ve Yönetimi
Üretim sistemi, makine, araç-gereç, malzeme, enerji, işgücü, zaman gibi girdileri, mal ve
hizmet şeklindeki çıktılara dönüştüren ve sonuçları geribildirim kanalıyla görüntüleyen bir
süreçtir. Üretim sistemi, işletmenin iç ve dış çevresiyle etkileşim içindedir. Üretim
sistemini, ekonomi, devlet düzenlemeleri, rekabet, teknoloji ve di¤er dış çevre koşulları
olumlu ve olumsuz biçimde etkiler. Üretim süreci, girdileri, dönüşüm sürecini, çevre
etkilerini görüntüleyen, standartlarla karşılaştırıp girdiler üzerinde, dönüşüm süreci
üzerinde ve çıktılar üzerinde düzeltici kararlar alınmasını sağlayan alt sistemlerden
oluşur. Girdileri, işletmenin hedef pazarına uygun çıktılara dönüştürmekten sorumlu olan
üretim yönetimi, bütün örgütlerin en temel işlevlerinden biridir. Üretim yönetimi kavramı; üretim stratejisi, dönüşüm sürecinin tasarımı, stok kontrolü, üretim planlaması ve
programlaması gibi birçok alt konuyu içerir.
Üretim yönetiminin pazarlama, finans, muhasebe, personel, yönetim bilgi sistemi ve
mühendislik gibi diğer işlevleriyle çok yakın ilişkileri ve etkileşimleri vardır. Ancak, üretim
yönetimi, diğer işlevlerden farklı olarak, işletmenin aktif varlıklarının yaklaşık %80’inden
ve insan kaynağının % 60-80’inden sorumludur. Üretim sisteminin temel öğesini,
dönüşüm süreci oluşturur.
Dönüşüm sürecinde girdiler, şekil değişikliği, taşıma, depolama, denetleme gibi birçok
faaliyet sonunda ilk durumlarından daha fazla bir değere (katma değer) dönüşür.
Hizmetlerin üretim süreci, malların üretim sürecinden önemli ölçüde farklılıklar gösterir.
Hizmetler, mallara oranla daha soyuttur, tüketicilerin yüksek oranda katılımını gerektirir,
üretilirken tüketilir, depolanamaz, emek, yoğun nitelik ve kendine özgü kalite özellikleri
taşır. Türkiye’de mal üretiminde ve malların kalitesinde tüketici sızlanmaları oldukça
azalmıştır. Buna karşılık, hizmet üretiminden, hemen her alanda yakınmalar vardır.
Türkiye, dünya standartlarında hizmet üretemediği için halkın tepkisi ve mutsuzluğu
artmaktadır. Tek üretim, parti üretimi, akıcı üretim, sipariş üretimi, sürekli üretim, kitle
üretimi, grup teknolojisi ve sıfır stoklu üretim, başlıca üretim sistemleridir.


JIT sisteminde, işletmeye malzeme satanlarla işletmenin proje takımlarının birlikte
hareket etmeleri sağlanmalıdır. Satıcılar da sisteme dahil edilerek, girdi kalite
kontrolünde ve JIT programlarının hazırlanmasında ortak hareket edebilmelidirler. JIT
sistemi, planlamadan daha çok kontrole ağırlık verir. Planlama zaman israfına yol açar.
Oysa, iyi bir kontrolle değişikliklere kolayca uyum sağlanmıştır. Basit gözle kontrol
sistemleri, karmaşık bilgisayar destekli kontrol sistemlerine tercih edilir.
Üretim Sistemlerinin Tasarım Kuruluş ve İşleyişi
Üretim sistemi, makine, araç-gereç, malzeme, enerji, işgücü, zaman gibi girdileri, mal ve
hizmet şeklindeki çıktılara dönüştüren ve sonuçları geribildirim kanalıyla görüntüleyen bir
süreçtir. Üretim sistemi, işletmenin iç ve dış çevresiyle etkileşim içindedir. Üretim
sistemini, ekonomi, devlet düzenlemeleri, rekabet, teknoloji ve di¤er dış çevre koşulları
olumlu ve olumsuz biçimde etkiler. Üretim süreci, girdileri, dönüşüm sürecini, çevre
etkilerini görüntüleyen, standartlarla karşılaştırıp girdiler üzerinde, dönüşüm süreci
üzerinde ve çıktılar üzerinde düzeltici kararlar alınmasını sağlayan alt sistemlerden
oluşur. Girdileri, işletmenin hedef pazarına uygun çıktılara dönüştürmekten sorumlu olan
üretim yönetimi, bütün örgütlerin en temel işlevlerinden biridir. Üretim yönetimi kavramı;
üretim stratejisi, dönüşüm sürecinin tasarımı, stok kontrolü, üretim planlaması ve
programlaması gibi birçok alt konuyu içerir.
Üretim yönetiminin pazarlama, finans, muhasebe, personel, yönetim bilgi sistemi ve
mühendislik gibi diğer işlevleriyle çok yakın ilişkileri ve etkileşimleri vardır. Ancak, üretim
yönetimi, diğer işlevlerden farklı olarak, işletmenin aktif varlıklarının yaklaşık %80’inden
ve insan kaynağının % 60-80’inden sorumludur. Üretim sisteminin temel öğesini,
dönüşüm süreci oluşturur.
Dönüşüm sürecinde girdiler, şekil değişikliği, taşıma, depolama, denetleme gibi pek çok faaliyet sonunda ilk durumlarından daha fazla bir değere (katma değer) dönüşür.
Hizmetlerin üretim süreci, malların üretim sürecinden önemli ölçüde farklılıklar gösterir.
Hizmetler, mallara oranla daha soyuttur, tüketicilerin yüksek oranda katılımını gerektirir,
üretilirken tüketilir, depolanamaz, emek, yoğun nitelik ve kendine özgü kalite özellikleri
taşır. Türkiye’de mal üretiminde ve malların kalitesinde tüketici sızlanmaları oldukça
azalmıştır. Buna karşılık, hizmet üretiminden, hemen her alanda yakınmalar vardır.
Türkiye, dünya standartlarında hizmet üretemediği için halkın tepkisi ve mutsuzluğu
artmaktadır. Tek üretim, parti üretimi, akıcı üretim, sipariş üretimi, sürekli üretim, kitle
üretimi, grup teknolojisi ve sıfır stoklu üretim, başlıca üretim sistemleridir.
JIT sisteminde, işletmeye malzeme satanlarla işletmenin proje takımlarının birlikte
hareket etmeleri sağlanmalıdır. Satıcılar da sisteme dahil edilerek, girdi kalite
kontrolünde ve JIT programlarının hazırlanmasında ortak hareket edebilmelidirler. JIT
sistemi, planlamadan daha çok kontrole ağırlık verir. Planlama zaman israfına yol açar.
Oysa, iyi bir kontrolle değişikliklere kolayca uyum sağlanmıştır. Basit gözle kontrol
sistemleri, karmaşık bilgisayar destekli kontrol sistemlerine tercih edilir.
İşletme Bilgi Sistemi
Küresel işletmecilikte bilgisayar, bilgi işlem, bilgi ve iletişim, bir rekabet koşulu durumuna
gelmiştir. Bilgi gereksinimini
hızlı bir şekilde karşılayamayan işletmeler, önemli ölçüde rekabet zayıflığına düşmektedir.
İşletmenin iç ve dış çevresiyle olan her tülü etkileşimleri, çeşitli bilgi sistemleriyle
denetim altına alınır. İşletim bilgi sistemleri, işletmenin çevresi, işletmenin girdileri,
işletmenin süreçleri ve işletmenin çıktılarıyla, işletmenin yönetim birimleri arasında, her
türlü iletişimi sağlar. Veri, bilgiye ulaşmak için yapılan gözlemlerdir. İşletme kararları
alınırken, veriler değil, verilerin süreçlenmesi sonunda ortaya çıkan bilgiler kullanılır.
Dolayısıyla, veriler bilgilerin hammaddesi olarak görülebilir. Verilerin derlenmesi ve
bilgiye dönüştürülmesi, işletmelere, planlama, uygulama ve denetim yapma olanağı
sağlar. İşletmeler, stratejik amaçlarla, işlem amacıyla ve denetim amacıyla bilgiye
gereksinim duyarlar. Verilerin bilgi haline gelmesini sağlayan işlemler dizisine, bilgi
işleme denir. Bir süreç olarak bilgi işleme, kaydetme, sınama, sınıflandırma, düzenleme,
özetleme, matematiksel veya mantıksal hesaplama, saklama, erişme, çoğaltma ve iletme
aşamalarından oluşur. Küresel işletmecilikte, bilgisayar destekli bilgi sistemleri
yürürlüktedir. Bilgisayar destekli bilgi sistemi, bilgisayar olanaklarıyla işletmenin bilgi
gereksinmesini karşılayan bütünleşik bir yapıdır. Donanım, yazılım, uzman bilgisayar
personeli ve veri tabanı, elektronik bilgi sisteminin başlıca öğelerdir.
İşletme yönetiminin bilgi gereksinimini karşılamak için, verilerin derlenmesi,
sınıflandırılması, veri tabanlarının oluşturulması, verilerin bilgiye dönüştürülmesi ve ilgili
birim
ve kişilere ulaştırılması işlevine, bütünleşik işletme bilgi sistemi denir. İşlem süreçleme
bilgi sistemi, karar destek sistemi, yapay zeta, uzman sistemler, son kullanıcı bilgi
sistemi, bütünleşik işletme bilgi sisteminin başlıca alt sistemleridir. İşletme işlevleri bilgi
sistemi, pazarlama, üretim, insan kaynağı, finans, üst yönetim gibi işletme işlevlerini
destekleyen çeşitli bilgi sistemlerini içerir. Günümüzde, bilgilerin girilmesi, işlenmesi,
depolanması ve ulaştırılması teknolojileri, dünya ölçüsünde bütünleştirilmiş ve birbirine
bağlanmıştır. Böylece, işletmeler, dünyanın her yerindeki bilgiye elektronik araçlarla
erişebilmekte ve istediği bilgiyi aynı yöntemle istediği adrese ulaştırabilmektedir.
İşletmeler, rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için, çağdaş iletişim olanaklarını kullanmak
durumunda kalmışlardır. Bu olanakların en başında ofis otomasyonu, internet ve intranet
gelmektedir.
Geleneksel ofislerde, bürolarda ya da iş yerlerinde yapılan işlerin, elektronik araçlarla
yapılmasına ofis otomasyonu denir. Dünyadaki bilgisayarların birbirine bağlanmış
durumuna, internet veya uluslararası ağ denir. İşletmeler internet olanaklarından
yararlanarak, her türlü adrese elektronik bilgi aktarmaktadır. Ayrıca, internet sayesinde
sanal işletmecilik ve sanal işletme yönetimi de gerçekleştirilmektedir. Dünyadaki sanal
işletme pazarlarının sayısı, her geçen gün hızla artmaktadır. İnternet teknolojisinin
işletme içinde kullanılmasına, intranet denir. İnternetle işletmeler, dışa kapalı olarak,
işletme içinde, elektronik veri ve bilgi akışını kolayca gerçekleştirmektedir. Ayrıca
çalışanlar, eskiden işletme içindeki ofislerde ya da odalarda yaptıkları işleri, hiç işletmeye
gelmeden, intranet ile evlerinde, taşıt araçlarında ya da dünyanın herhangi bir yerinde
yapabilmektedirler.
Muhasebe
Birer ekonomik birim olarak işletmelerin iyi yönetilebilmeleri, ortakların ve di¤er ilgililerin
desteklerini kazanabilmeleri
kendileri hakkında onları devamlı bilgilendirmeleriyle olur. Bu görevi muhasebe
üstlenmiştir. Bu amaçla işletme içinde, işletmeden dışarıya veya dışarıdan işletmeye
doğru gerçekleşen kıymet hareketlerinin kaydedilmesi ve ilgililere raporlanması gerekir.
Bu, muhasebenin birinci işlevidir.
Muhasebe bilgisinin işletme içine ve dışına raporlanması yeterli değildir. Bu bilginin analizi
ve yorumlanması gerekir. Finansal analiz yoluyla, işletmenin mevcut finansal durumunu daha iyi yorumlayabilmek mümkün olur. Böylece, işletme ile ilgili taraflar, işletmeden
beklentilerinin karşılanıp karşılanamayacağı konusunda karar verebilirler. Finansal analiz
ve yorum, muhasebenin ikinci işlevidir.
Bilginin doğru ve güvenilir olarak üretilip raporlanması için işletmede iç kontrol sisteminin
kurulması; bilgi kullanıcılarının bilgiye güven duymaları için de bağımsız denetimin
gerçekleştirilmesi gerekir.
Finansal Yönetim
Finansal yönetim, işletme için gerekli fonların belirlenmesi, sağlanması ve yönetilmesini
ifade eder. Finansal yönetimle ilgili temel fonksiyonlar iki ana grupta toplanmakla birlikte,
gerçekte çok sayıda karar alanlarından oluşur. Yatırımlarla ilgili olarak; ne tür yatırımlar,
ne zaman, ne miktarda, nasıl yapılmalıdır sorularına cevap aranır. Finansmanla ilgili
olarak; yapılacak yatırımlar için en uygun fon nereden, ne miktarda, nasıl sağlanmalıdır
gibi sorulara cevap aranır. Yine işletme faaliyetleri sonucunda elde ettiği kârların ne
kadarını ortaklarına , ne kadarını işletmede bırakmalıdır gibi sorulara cevap aranır.
Finansal yönetim muhasebe ve iktisatla doğrudan, pazarlama,üretim ve kantitatif
yöntemlerle dolaylı ilişki içerisindedir. Yukarıda belirtilen finansal kararları vermek için
gerekli veriler muhasebe departmanınca sağlanır. Bu verilerin sağlıklı ve doğru olması
gerekliliği muhasebenin önemini arttırmaktadır. Bir finansman yöneticisi piyasalardaki
gelişmelerle, iktisadi prensiplerle yakın ilişki içersindedir. Bu nedenle finans ve iktisat
bilimleri arasında da önemli bir ilişki mevcuttur. Finans yöneticisi ayrıca karar verirken
pazarlama ve üretim sürecindeki değişiklikleri de izlemelidirler.
Bu süreçlerdeki değişiklikler işletmenin nakit akışlarında değişikliğe yol açabilir. Ayrıca
finansal yönetimde son yıllarda artan bir biçimde kantitatif yöntemler kullanılmakta olup,
bu disiplinin finans için önemi gün geçtikçe artmaktadır. Finansal kararlar alınırken birinci
amaç, işletmenin piyasa değerini ya da ortakların varlıklarını maksimum yapmaktır. Bir
şirketin değeri, şirket anonim şirketse hisse senetlerinin değeri ile ölçülür. Bu amaç
önceleri birinci amaç olarak belirlenen kârı maksimum yapma amacından farklıdır.
Muhasebe kârı gerçek nakit akışlarını göstermeyebilir. İşletmenin piyasa değerini
maksimize etme amacı nakit akışlarının zamanını ve bunların gerçekleşme
olasılıklarını, yani risklerini de göz önünde bulundurarak, kâr maksimizasyonu amacına
göre öne çıkmaktadır. Finansal analiz, finansal tablolardaki çeşitli kalemler arasındaki
ilişkilerin kurulmasını, ölçülmesini ve yorumlanmasını kapsayan bir faaliyettir. Bu şekilde
iyi bir finansal planlama yapılması için işletmenin cari ve geçmiş dönemleri
değerlendirilebilir. Finansal analizde en çok kullanılan tablolar; işletmenin belirli bir tarih
itibariyle varlıklarını ve kaynaklarını gösteren bilanço ile faaliyet dönemiyle ilgili
sonuçların gösterildiği gelir tablosudur. Finansal analizde yapılan analizin amacına göre
farklı niteliklerdeki analizler yapılabilir ve farklı yöntemler uygulanabilir. Etkin bir
planlama finansal başarı için önemlidir. Beklenmeyen problemlerle karşılaşmamak için iyi
bir analiz ve uygun finansal planlar gereklidir. Finansal planlamanın üç önemli
aktivitesinden ilki, finansal ihtiyaçların belirlenmesidir. Bu aşamada kısa ve uzun dönemli
gelir ve giderler belirlenmeye çalışılır.
Bu da genellikle proforma finansal tablolar hazırlanarak yapılır. İkinci aktivite, bu
ihtiyaçları karşılamak için bütçelerin geliştirilmesi ve üçüncü olarak da finansal kontrolün
yapılmasıdır. Proforma finansal tablolar hazırlanırken en çok kullanılan yöntem satışların
yüzdesi yöntemidir. Bu yönteme göre her kalemin geçmiş dönemlerde satışlar içindeki
ağırlığı belirlenerek aynı yüzdelerle proforma tablolara yansıtılır. Oranlar ve regresyon
yöntemleriyle de proforma tablolar hazırlanabilir. Finansal kontrol ise belirlenen
politikaların uygulanmasını denetim altına almak ve piyasa koşullarındaki değişmelere
bakarak gerekli düzeltmeleri hızla yapmak amacıyla yapılır. Finans yöneticisinin en önemli
görevlerinden birisi fonların nereye yatırılacağını belirlemektir. Bir başka deyişle dönen
varlıklara ve sabit varlıklara ne düzeyde yatırım yapılacağını belirlemektir. Sabit varlıklara
yatırım yaparken olağanüstü finansal planlar hazırlanır ve buna sermaye bütçelemesi
denir. Sabit varlıklar, ekonomik ömrü en az bir yıl olan değerlerdir. Dönen varlıklara
yatırım ise çalışma sermayesi yönetimi başlığında incelenir. Dönen varlıklar çabuk paraya
dönüşen likit varlıklardır. Riski sevmeyen bir finans yöneticisi çalışma sermayesine daha
fazla yatırım yaptıkça işletmenin karlılığının azalmasına neden olacaktır. Çalışma
sermayesinin düzeyini; işletmenin faaliyet konusu, büyüklüğü, satışlarındaki düzenlilik ile,
satışlarındaki artış ve azalış oranı etkiler.
Finansal Sistem ve Kurumlar
Tüketim fazlası olan bireylerin tasarruflarının, tüketim açığı olan bireylerin kullanımına
sunduğu piyasalara finansal
piyasalar denir. Bu piyasalarda fonların el değiştirmesi kıymetli evrak da denilen finansal
varlıklarla olur. Bir ekonomide fon arz edenler, fon talep edenler, yatırım ve finansman
araçları, yardımcı kuruluşlar ile hukuki ve idari
düzen finansal sistemi oluşturur. Finansal piyasalar; süreye göre, para ve sermaye
piyasası; örgütlenme şekline göre, organize olmuş ve olmamış piyasalar; finansal
varlıkların piyasaya çıkış durumuna göre de birincil ve ikincil piyasa şeklinde
sınıflandırılabilir. Finansal piyasalarda fon arz ve talebinin buluşması genellikle finansal
kurumlar aracılığıyla gerçekleşir. Finansal kurumlar fon maliyetini azaltmak, risk
ayarlaması, vade ayarlaması ve miktar ayarlaması yapmak, danışmanlık yapmak gibi
fonksiyonlar üstlenmişlerdir.
Finansal kurumlar, para yaratan ve para yaratmayan kurumlar olarak gruplandırılabilir.
Para yaratan finansal kurumlar merkez bankası ve ticari bankalardır. Para yaratmayan
finansal kurumlar ise yatırım ve kalkınma bankaları, sigorta kurumları, kollektif yatırım
kurumları, factoring, forfaiting, leasing şirketleri, risk sermayesi şirketleridir. Finansal
varlıklar, ortaklık veya alacaklılık hakkı veren, belli bir meblağı temsil eden hisse
senetleri, tahviller, finansman bonoları ve hazine bonoları gibi varlıklardır. Finansal
araçlar; paraya çevrilebilirlik, bölünebilirlik, geri dönülebilirlik, getiri, vade, risk gibi
özellikleri açısından
farklılıklar gösterirler. Vadesi bir yıla kadar olan fon arz ve talebin karşılaştığı piyasaların başlıca finansal varlıkları, hazine bonoları, REPO, banka mevduatı,finansman bonosu,
banka bonosu ve varlığa dayalı menkul kıymetlerdir. Sermaye piyasasının temel finansal
varlıkları hisse senedi ve tahvillerdir.
Çokuluslu İşletmeler
Uluslararası işletmecilik ve çokuluslu işletmeler son yıllarda globalleşme ile işletmecilik
konularının vazgeçilmez bir parçası olmaya başladı. 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki
dönemde ekonomik ve sosyal gelişmelere paralel olarak işletmelerin ekonomik güçlerinin
çok artması ve bazı ülkelerin GSMH’dan daha fazla satış hacmine ulaşmaları
globalleşmenin başlangıcı olmuştur. Çokuluslu işletmeler bugün artık, çeşitli ülkelerin
vatandaşları gibi görülmekte, ülkelerin yasal, politik koşullarına uymakta ve vergi
vermektedirler. Çokuluslu işletmeleri etkileyen üç çevreden söz edebiliriz. Bunlar ülke içi
çevre, yabancı çevre ve uluslararası çevredir.
Çokuluslu işletmenin tanımında bazı ölçütler vardır. Bunlar iki veya daha fazla ülkede
faaliyet gösterme, ülke dışında mülkiyet, üst yönetimin milliyeti ve benzer ölçütlerdir.
"Çokuluslu işletme ülke içi ve ülke dışındaki yatırımları işletme amaçlarına ve işletme
sahiplerinin çıkarlarına uygun bir biçimde yöneten ticaret ve sanayi işletmesidir".
Çokuluslu işletmelerin ülke dışında faaliyet göstermelerinde ilk adım ihracat yapmaktır.
Bu aşamadan sonra lisans anlaşması, franchising, dış ticaret işletmelerini kullanma, ülke
dışında şube açma ve joint venture ile diğerleri gelir.
Çokuluslu işletmeler yabancı ülkelere girişleri ve faaliyetleri sırasında değişik koşullarla karşılaşırlar. Toplumsal, kültürel, ekonomik, yasal veya siyasi farklılıklar işletmelerin
yabancı ülkelere yatırım kararlarında etkili olur. Çokuluslu işletmelerin yönetiminde ilk
adım planlamadır. Ulusal planlama ile uluslararası planlama arasında büyük farklar vardır.
GENEL İŞLETME
"Gün ışığı ve yağmur suyu" Serbest mallar (ekonomik olmayan mallar) grubuna girer.
İşletmelerin geleneksel iki temel amacı Kar elde etmek(kar sağlama) ve topluma
hizmettir.
İşletmeler işlevlerine göre gruplandırıldığında, Muhasebe ve Ar-Ge , Destekleyici işlev
arasında yer alır.
Yapılabilirlik (ön proje) projesi araştırmaları(fizibilite) arasında yer alanlar: Ekonomik,
Teknik, Finansal , Yasal, Örgütsel araştırma içinde yer alır.
Birbirinin aynı olan malları üreten ve pazarlayan işletmelerin birleşmesine yatay birleşme
denir.
Ana etik sorunların ortaya çıktığı alanlar: Çıkar çatışmaları, içtenlik ve doğruluktan
sapma, iletişim, örgütsel ilşkiler
Çıktı(üretilen mal ve hizmetler) / Girdi (işgücü, sermaye,doğal kaynaklar) = verimlilik
(prodüktivite)
Gıda maddeleri gibi bir kez kullanıldığında tüketilen mallar Dayanıksız mallar grubuna
girer.
İşletmenin iç çevre unsurları : Sermaye sahipleri, yöneticiler, personel, örgüt kültürü
İşletmelerin Türk hukuk sistemindeki gruplandırılması gözönüne alındığında limited şirket , sermaye şirketleri grubuna girer.
Kuruluş karar sürecinde, arsa, makina,araç ve gerecin satın alınması Projenin
uygulanması aşamasında gerçekleştirilir.
Kuruluş karar sürecinde, projenin somutlaştırılması ve ayrıntıların belirlenmesini içeren
aşama Yatırım aşamasıdır.
İşletmelerin aynı üretim dalında faaliyet boyutlarını genişletmesine Yatay büyüme denir.
İşletmeler kendi iç kaynakları yeterli olmadığı zaman , dış kaynaklardan yararlanma
yoluna giderler. Dış büyüme genellikle Birleşme şeklinde olur.
Etik açısından yerinde olmayan davranış biçimleri gözönüne alındığında "harcamalarda
sahtecilik yapma" , Denetim dışı davranış biçimi içinde ele alınır.
Herhangi bir eylemin kabul edilebilir biçimde gerçekleştirilmesini sağlayan temel kurallara
Etik denir.
Bölüm müdürleri ve müdür yardımcıları , orta yönetim basamağında yer alır.
Bir organizasyon yapısı içinde çalışan insan unsurunu anlamak, yeteneklerden
yararlanmak, motivasyon gibi konular üzerinde duran yönetim teorisi Neo-Klasik Yönetim
Teorisi (Davranışsal) dır.
Bir politikayı uygulamak için ayrıntılı olarak yapılması gereken işleri belirten plan türüne
Genyöntem denir.
Çift faktör teorisine göre İş başarma , tanıma, sorumluluk, gelişme, ilerleme "güdüleyici
etmenler" dir.
İnsan kaynakları yönetimini etkileyen iç çevre unsurları: İş güvencesi, işgören
beklentileri, biçimsel gruplar, çalışma ortamı
İnsan kaynakları yöneticisinin diğer bölümlerdeki insan kaynakları yönetimi işlevlerinin
uygulanabilmesi için kullandığı yetki " İşlevsel yetki" dir.
İş analizleri ve iş tanımları insan kaynakları yönetimi işlevlerinin Planlama işlevi içinde yer
alır.
İşletmelerin kuruluşundaki yatırım kararı aşamaları: Yatırım düşüncesi, Yapılabilirlik
araştırmaları, Kesin proje, Projenin uygulanması
Aynı sektördeki iki işletmenin tüketici aleyhine olarak, karlarını artırmak için
birleşmelerine Kartel denir.
Ana etik sorunların ortaya çıktığı alanlar: Çıkar çatışmaları, İçtenlik ve doğruluktan
sapma, İletişim, Örgütsel ilişkiler
Etkinliğin ve verimliliğinin artırılması için hangi ilkelere uyulması gerektiğini araştıran
yönetim teorisi Klasik Yönetim Teorisidir.
İnsan kaynakları yönetimini etkileyen iç çevre unsurları: Bireysel nitelikler, İş nitelikleri,
Bireylerarası ilişkiler, Örgütsel özellikler
İnsan kaynakları yönetimini etkileyen dış çevre unsurları: Dış kaynaklar, Rakipler, Yasalar
İş analizlerinin kullanım alanları: İnsan kaynakları planlaması, İşe yerleştirme yükseltme,
Eğitime alınacak personelin belirlenmesi, Adil bir ücret sisteminin oluşturulması
Pazar bilgisi toplama işlemi pazarlama sisteminin Kolaylaştırıcı fonksiyon içinde yer
almaktadır.
İşletmenin pazarlama sisteminin sağladığı ek yarar ve hizmetler bütününe
Zenginleştirilmiş ürün denir.
Bir kurumun malları, hizmetleri ve genellikle de kurum hakkında topluma iletiler
sunulmasına Halkla İlişkiler denir.
Ürüne dayalı süreç tasarımı: Tüm üretim işlem ve aşamaları yalnızca bir üretim
bölümünde gruplandırılır.
Üretim süreci belirli bir rota izleyecek şekilde organize edilir.
Ürüne dayalı süreçte farklı üretim biçimleri uygulanabilir.
Üretim sürecinde ürün geri dönmeksizin doğrusal bir yönde ilerler.
İşletmelerin dahili ağına İnternet protokollerinin ve www yaklaşımının uygulanmasına İntranet denir.
Ortakların, sağladıkları fonlar karşılığında işletme varlıkları üzerindeki hak sahipliği Öz
kaynaklardır.
Varlıkların paraya dönüştürülme yeteneğine Likidite denir.
Organize olmamış piyasaların özellikleri: Tezgah üzeri piyasa olarak da adlandırılması,
Piyasa işlemlerinin açık olmaması, Yatırımcıların risklerinin daha yüksek olması, Yerel ve
menkul kıymetleri fazla bilinmeyen kurumlar için önemli işlev görebilmesi
Üretim sisteminin temel öğeleri: Girdiler, Dönüşüm süreci, Çıktılar, Geribildirim Üretim öğeleri: Emek(İşgücü), Girişimci,Sermaye(Kapital), Teknoloji
İşletmenin iç çevre unsurları: Sermaye sahipleri, Yöneticiler, Personel, Örgüt kültürü
Kuruluş karar sürecinde, arsa, makine, araç ve gerecin satın alınması Projenin
uygulanması aşamasında gerçekleştirilir.
Aynı ürünün değişik özelliklerle piyasaya sürülmesine Ürün farklılaştırması denir.
Etik açısından yerinde olmayan davranış biçimleri göz önüne alındığında; "yetersiz
çalışanlara göz yumma" Görevde hatalı davranma davranış biçimi içinde ele alınır.
Yöneticinin, çalışma hayatındaki bireylerle ilişki kurma becerisini ifade eden yetenek
Beşeri ilişkiler yeteneğidir.
Bir politikayı uygulamak için ayrıntılı olarak yapılması gereken işleri belirten plan türüne
Genyöntem denir.
İşdışı eğitimin üstün yanları: Öğrenmenin belli bir disiplin altında gerçekleşmesi, Eğitimin
uzmanlar tarafından verilmesi, Teorik bilgileri öğretmenin kolay olması, Personelin
öğrenme isteğini artırması
Tüm pazar içindeki farklı grupların ortak satın alma davranışları ve gereksinimler
doğrultusunda homojen (benzer) gruplara ayrıştırılmasına Pazar bölümleme denir.
Fiyatlamada işletme içi faktörler: Maliyetler, Pazarlama karması, Pazarlama amaçları
Fiyatlamada işletme dışı faktörler: Pazarın yapısı, Rekabet, Diğer çevresel
faktörler(Ekonomi, aracılar, yasalar)
Örgütsel imajın , düşüncelerin ve politik konuların sunumuna yönelik reklam türüne
Kurumsal reklam denir.
Demir-Çelik fabrikaları örneğinde olduğu gibi çok büyük hacimli üretimi gerçekleştiren,
bütünüyle sermaye yoğun üretim sistemlerine Sürekli üretim sistemi denir.
Süreç tasarımını etkileyen faktörler: Ürün talebi, Otomasyon düzeyi, Ürün kalitesi, Üretim
esnekliği, Tüketici ile ilişki düzeyi
Bütünleşik bilgi sisteminin özellikleri: Ortak bir bilgi akışı olması, Kapsamlı bir planlama
sonucu ortaya çıkması, Çeşitli alt sistemlerden oluşması, Merkezi bir veri tabanına
dayanması
Finansal işlemlerin, bütün işletmelerde hep aynı adla kaydına yarayan kavram Hesap
kavramıdır.
Sermaye bütçelemesinin konusu Ekonomik ömrü bir yıldan uzun olan sabit varlıklarla ilgili
kararlardır.
Para piyasasının özelliklerinden biri Fon alışverişinde kullanılan araçların ticari senetler
olmasıdır.
Bir işletmenin mallarının ve isminin yabancı bir ülkede üretilmesine izin veren anlaşmaya
Lisans anlaşması denir.
Mal veya hizmet üretimi için üretim öğelerinin bir araya getirilmesini sağlayan kişiye
Girişimci denir.
Gıda maddeleri gibi bir kez kullanıldığında tüketilen mallar dayanıksız mallar grubuna
girer.
İşletmenin iki temel amacı: Kar sağlama, Topluma hizmet
İşletmeler işlevlerine göre gruplandırıldığında, Muhasebe ve Ar-Ge Destekleyici işlevler
arasında yer alır
İşletmelerin Türk hukuk sistemindeki gruplandırılması göz önüne alındığında; limited
şirket Sermaye şirketleri grubuna dahildir.
Yatırım kararı aşamaları: Yatırım düşüncesi, Yapılabilirlik araştırmaları, Kesin proje,
Projenin uygulanması
Yapılabilirlik projesi araştırmaları: Ekonomik araştırma, Teknik araştırma, Finansal
araştırma, Yasal araştırma, Örgütsel araştırma
Kuruluş yeri seçiminde dikkate alınması gereken etkenler:Ulaştırma olanakları, Pazara
yakınlık,Enerji olanakları, İklim koşulları
İşletmenin mevcut faaliyetlerini genişletme yoluyla gerçekleştirdiği büyümeye İç büyüme
denir.
Aynı sektördeki iki işletmenin tüketici aleyhine olarak, karlarını artırmak için
birleşmelerine Kartel denir.
İşletmeler kendi iç kaynakları yeterli olmadığı zaman, dış kaynaklardan yararlanma
yoluna giderler. Dış büyüme genellikle Birleşme şeklinde olur.
Etik açısından yerinde olmayan davranış biçimleri göz önüne alındığında; "harcamalarda
sahtecilik yapma" Denetim Dışı davranış biçimi içinde yer alır.
Etik açısından yerinde olmayan davranış biçimleri göz önüne alındığında; "yetersiz
çalışanlara göz yumma" Görevde Hatalı Davranma türü davranış biçimi içinde ele alınır.
Etik açısından yerinde olmayan davranış biçimleri göz önüne alındığında; "sağlığa aykırı
mal üretme" Görevi bilinçli olarak sürekli kötüye kullanma türü davranış biçimi içinde ele
alınır.
Kısım şefleri ve ustabaşılar işletmede İlk basamak yönetim basamağında yer alır.
Yöneticinin, çalışma hayatındaki bireylerle ilişki kurma becerisini ifade eden yetenek
Beşeri ilişkiler yeteneğidir.
İşletmeleri dış çevreyle karşılıklı etkileşimi olan açık bir sistem olarak kabul eden yönetim
yaklaşımı Modern Yönetim Yaklaşımıdır.
Stratejik planlarda saptanan amaçlara nasıl ulaşılacağını belirleyen planlara Eylemsel
planlar denir.
"Bir grup ya da bir bölümden bir kişinin sorumlu olması" Yönetim birliği örgütleme
ilkesinin gereğidir.
Çift faktör teorisine göre "güdüleyici etmenlerden biri İş başarmadır.
 
Yukarı Alt