Tarihi Ulucanlar Cezaevi (1925-2006)

Kayıt
20 Mart 2012
Mesajlar
151
Beğeniler
0
#1
Ulucanlar Cezaevi



Soğuk bir Ankara günü.Isıran ayaz yine galip.Mağlup olan Ulucanlar Cezaevi Müzesi! Nedeni aşikâr! Hep hüzün, hep acı barındırmış içerisinde. Manevi havası kadar duvarları, herbir köşesi ayrı soğuklukta...Kapıdan içeri giriyoruz hissettirdiği ilk hüzne rağmen.





Burası "Hilton Koğuşu" olarak bilinen genellikle devlet adamlarının kaldığı bir bölüm.Üzerine yansıyan güneşe aldırmayın.İçerisi oldukça soğuk ve donuk.Necip Fazıl Kısakürek, Metin Toker, Halikarnas Balıkçısı, Nihat Subaşı ve Nazım Hikmet gibi birçok tanınmış isme ev sahipliği yapmış!




Adına bakıp aldanmayın ismi gibi Hilton değil. Bu liste ve duvar sanırım birçok şeyi anlatıyor!




Bülent Ecevit ve Osman Bölükbaşı'nın kaldığı içler acısı koğuş.




Demir parmaklıklar ardına geçerek empati kurmaya çalışsamda beynimle gerçekler arası muazzam bir acı hissettim. Tıpkı yaşanan o acıları, bu parmaklıklar arkasından bakan özgürlük yasağı gözleri anlayamayacağım kadar derindi!




Tecrit odaları.Küçücük bir penceresi olan korkunç hücreler...Pencereden içeriye bakınca acılar başlıyor sanki kendisini anlatmaya!




Herbirinin içerisinde balmumu bir mahkum.Prangalar, kelepçeler, fareler derken hâkikatlar tokat gibi çarpıveriyor insanın suratına.




Hücrelerin bulunduğu koridor karanlık olduğu kadar fonda çalan dönemin şarkıları gibi huzursuzdu.Ayrıca herbir hücreden gelen inlemeler, yalvarışlar, işkence çığlıkları ve gardiyan sesleri derken iliklerinize kadar huzursuzluk hissedebiliyorsunuz.




Hücreli koridoru geçtikten sonra.4-5 ve 6 numaralı koğuşlara sırasıyla uğruyorsunuz.Genelde siyasi suçluların kaldığı bu koğuşlara çıkan avlular zamanında tel örgüyle kaplıymış.Tutuklular sözde minicik tel örgüden gökyüzünü seyredip hava alıyor ve volta atıyormuş! Yılmaz Güney, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ve Deniz Gezmiş yol arkadaşlarıyla son karede idam edilmeden önce ne yazık ki!




4. koğuşun içerisi bu iki fotoğrafta görüldüğü gibi balmumuyla canlandırılmış.O dönemlerden kalan kimi eşyalar ve posterler kendini muhafaza etmiş.




Herbir ranzanın başında mahkumların kısa biyografileri var.İçerisinde mutlaka Ulucanlar Cezaevi kelimesi geçen biyofrafiler!




O dönemlerde mahkumlar tarafından yazılmış duvar yazısı.




Yine mahkumlar tarafından 4. koğuşun kapısı çiçeklenmiş bir anlamlı sözle!




Umumi olarak kullanılan hamam.




Yine mahkumlara hizmet eden bir köşe olan berber.






Pencereleri kadar ürkütücü koridorlarda ilerlerken duvarlarda asılı dönemin mahkumlarının fotoğrafları yer alıyor.




1938 yılında Nazım Hikmet avludayken.




Görüş odaları...İnsan bu kadarcık penceden özlediğinin, sevdiğinin ve özgürlükten gelen kişiyle ne kadar özlem giderebilir ki! Ne kadar dokunabilir ki! İnsan bunudamı haketmiyor diye düşünüp duruyorsun.
Yine içimi acıtan en huzursuz bölümlerden biriydi.






Ve beni en çok huzursuz eden kara liste.Üstelik bu listede adı geçenlerin kimilerinin kişisel eşyalarının sergilendiği bölüm var ki içler acısı! Bakarken hiçbir fotoğraf almadım bu bölümden.Ne elim nede gönlüm razı olmadı.Hâlâ gözümün önünde Hüseyin İnan'ın idamından önceki kesilen fanilyası duruyor.





Deniz Gezmiş ve yol arkadaşlarının idam edildiği yağlı urgan ve darağacı.Bu insanlar asılırken karşısında sadece bir ağaç ve soğuk Ulucanlar duvarları varmış.
Velhasıl bu kareye hiç bir rengin yakışmayacağını düşünerek siyah beyaz bırakıverdim.
Tıpkı içerisinde barındırdığı solmuş hayatlar ve renkler gibi..
 
Kayıt
20 Mart 2012
Mesajlar
151
Beğeniler
0
#2
Ulucanlar Cezaevi’ne ziyaretçi akını


Altındağ Belediyesi tarafından restore edilen ve müze olarak kapılarını açan Ulucanlar Cezaevi’ne ziyaretçi akını sürüyor. Açılışının ilk haftasında müzeyi ziyaret etmek için gelenler kapı önünde kuyruk oluşturdu. Cezaevi Müzesi’ne daha çok geçmişte bir dönem Ulucanlar Cezaevi’ne yolu düşmüş, uzun ya da kısa bir süre burada gün saymış kişiler ve burada yakını kalan ailelerden oluşan ziyaretçi grupları ilgi gösterdi. Bunun dışında öğrencilerin de müzeye büyük ilgi gösterdiği gözlendi.

Ulucanlar Cezaevi Müzesi rehber eşliğinde gezilebiliyor

Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde gezi rotası, belli bir programa uyularak gerçekleştiriliyor. Gelen ziyaretçiler 10 veya 20 kişilik gruplar halinde içeri alınıyor ve rehberler eşliğinde gezi başlıyor. Koğuşların, zindan ve tecrit odalarının, “Hilton” olarak tabir edilen ünlü mahkumların kaldığı koğuşun ve avluların gezilmesinin ardından gezi, mahkumların banyo yaptığı hamam ve dar ağacının bulunduğu bölümle son buluyor. Müze içerisinde görev yapan rehberler, müzenin geçmişi ve yakın tarihi hakkında bilgiler veriyor ve ziyaretçilerin sorularını cevaplandırıyor.

Ulucanlar Cezaevi Müzesi Pazartesi hariç haftanın her günü, 10:00-12:00 ve 14:00-16:00 saatleri arasında gezilebiliyor. Müzeye girişte öğrencilerden 2 lira, diğer ziyaretçilerden ise kişi başı 5 TL ücret alınıyor.

Küçük çocukların müzeye girmemesi için uyarı yapılıyor

Müzede bulunan balmumu heykellerin çok gerçekçi olması, zindan ve tecrit odalarında yapılan sesli yayın ve darağacının varlığı düşünülerek, müzeye yaşı küçük çocukların girmemesi tavsiye ediliyor, aileler uyarılıyor. Müzeyi ziyaret edeceklerin ziyarete gelirken, bunu da göz önünde bulundurması çocukların ruh sağlığı açısından büyük önem taşıyor.

Hafta sonunda ziyaretçi rekoru kırıldı

Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nin hafta sonları da gezilebiliyor olması ziyaretçi trafiğini iyice artırdı. Müzeyi geçtiğimiz cumartesi günü 390, pazar günü ise 720 kişi gezdi. Böylece yalnızca 2 günde ziyaretçi sayısı 1000’i, bir haftada ise 2500’ü geçmiş oldu. Hafta başından itibaren de ziyaret için cezaevi müzesinin önünde uzun kuyruklar oluşmaya devam etti.

Çankaya Belediyesi Meclis üyeleri de bu ziyaretçiler arasındaydı. Çankaya Belediyesi Başkan Yardımcıları Ali Ulusoy ve Savaş Yorgancı ile birlikte cezaevine gelen 20 kişilik heyet, cezaevi müzesini gezdi.
 
Kayıt
20 Mart 2012
Mesajlar
151
Beğeniler
0
#4
Şehir Plancısı Alman Carl Christoph Lörcher'in önerisi ile Ulucanlar Cezaevi, 1925 yılında İçişleri Bakanlığı'nca "Umumi Hapishane" olarak inşa edilmiştir. İlk adı "Cebeci Tevkifhanesi" olan hapishane açılmasından bir yıl sonra infazların gerçekleştiği bir mekan olmuştur. 1925'ten mahkumların başka bir cezaevine sevkedilip cezaevinin boşaltıldığı 2006 yılına kadar tam 81 yıl boyunca insanların içinde hapis yattığı, çok zor günler geçirdiği, infaz edildiği, ana ve babaların kapısında günlerce haber beklediği soğuk ve karanlık bir hapishane olmuştur Ulucanlar Cezaevi... İlk adı "Cebeci Tevkifhanesi" olan cezaevi, sonra sırasıyla "Cebeci Umum Hapishanesi", "Ankara Hapishanesi", Ankara Cebeci Sivil Cezaevi", "Ankara Merkez Kapalı Cezaevi" ve sonunda "Ulucanlar Cezaevi" adını almıştır. Açık kaldığı 81 yıl boyunca Ulucanlar Cezaevinde infazı gerçekleştirilenlerin arasında: Fethi Gürcan, Talat Aydemir, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Necdet Adalı, Mustafa Pehlivanoğlu, Erdal Eren, Fikri Arıkan, Ali Bülent Orkan bulunmaktadır.
Cezaevine ana kapıdan girdikten sonra karanlık, soğuk ve rutubet kokan bir koridordan geçilerek "Hilton" diye anılan 9 ncu koğuşa gidilmektedir. Bu koğuşta Osman Bölükbaşı, Bülent Ecevit, Nazım Hikmet, Cüneyt Arcayürek, Necip Fazıl, Halikarnas Balıkçısı, Ahmet Emin Yalman, Mümtaz Faik Fenik, Şinasi Nahit Berker, Zekeriya Sertel gibi herkesce isimleri bilinen siyasiler, gazeteci ve yazarların kaldığı bilinmektedir. Hilton'un yanından ise "Müteferrika" olarak adlandırılan tek kişilik hücrelere geçilmektedir. Koğuşlar dışında avlularda cezaevinde kalan tanınmış mahkumların fotoğraf kareleri yer almaktadır. Sanki bu kareler, Yılmaz Güney'in Ulucanlar'daki anılarından esinlenerek gerçekleştirdiği "Duvar" filmi ve Feride Çiçekoğlu'nun senaryosunu yazdığı ve Ulucanlar'da çekilen "Uçurtmayı Vurmasınlar" filmlerinden kareleri anımsatmaktadırlar...
Bugün, Ulucanlar Cezaevi artık tümüyle müze, kültür ve sanat merkezine dönüştürülmüştür. Tüm alan ve buradaki yapıların bazıları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kururlu tarafından, " Korunması gereken yapı" olarak tescil edilmiştir. Bu cümleden olarak, tarihi önemi olan tüm yapılar, koğuşlar, hücreler, avlular, koridorlar, mahkumların yemek yedikleri, banyo yaptıkları tüm alanlar aynen korunmuştur.
 
Kayıt
20 Mart 2012
Mesajlar
151
Beğeniler
0
#5
Ulucanlar Belgeseli

Bölüm I

Bağlantıları görmek için üye girişi yapmalısınız.


Bölüm II

Bağlantıları görmek için üye girişi yapmalısınız.


Bölüm III

Bağlantıları görmek için üye girişi yapmalısınız.


Bölüm IV

Bağlantıları görmek için üye girişi yapmalısınız.
 
Yukarı Alt