ZAMANLA KAYBETTİKLERİMİZ
Bir gün insan virgülü kaybetti, o zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı; cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti.
Sonra ünlem işaretini kaybetti; alçak bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor, ne bir şeye seviniyordu. Hiçbir şey onda en ufak bir heyecan uyandırmıyordu.
Bir süre sonra soru işaretini kaybetti ve soru sormaz oldu, hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu.
Ne evren, ne dünya, ne de kendi apartmanı umurundaydı. Birkaç yıl sonra iki nokta üst üste işaretini kaybetti ve davranış nedenlerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.
Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı. Kendine özgü tek düşüncesi yoktu, yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu. Düşünmeyi unuttu ve böylece son noktaya erişti.
****
Evet arkadaşlar, sakın sizler virgülü kaybedip ifadelerinizi basitleştirmeyin. Zorluklardan korkmayın. Ünlemi kaybederek hayatınızın heyecanını yok etmeyin ama fazla yüksek sesle de konuşmayın. Noktayı da kaybetmeyin, olumsuzluklara ve yanlışlarınıza nokta koymayı bilin.
İki noktayı sık sık kullanın ve davranışlarınızın nedenlerini açıklayın. Doğru anlaşılmak için nedenlerinizi ifade etmelisiniz.
Hayatta kaybetmemeniz gereken en önemli işaret ise soru işaretidir. Soru sormaktan korkmayın. Soru sormak öğrenmeniz için gereklidir. Unutmayın sormak değil, bilmemek ayıptır. Sorgulayın evreni, dünyayı ve hayatı. Sormadan ve sorgulamadan gerçekleri bulamazsınız.
Ve asla ama asla, kesinlikle, hiçbir zaman DÜŞÜNMEYİ unutmayın ve konuşma çizgisini kaybetmeyin...
Nurullah KARATAŞ
Öğretim Görevlisi
bakırköyü kazananların gideceği eğitim mezkezinden bi öğretim görevlisinin yazısı konuyla alakası yok ama yinede güzel yazmış *clap**clap*